Yönetici

Yönetim, organizasyon kaynaklarının etkin ve yeterli biçimde planlanması, örgütlenmesi, yöneltilmesi, koordine edilmesi ve denetlenmesi yoluyla organizasyon amaçlarına erişilmesidir.[1] Yönetici denildiğinde, genellikle akla üst düzey yöneticiler gelse de tüm örgütlerde çeşitli düzeylerde yöneticiler bulunmaktadır ve üst yöneticiler planlama, örgütleme, yürütme, eşgüdüm ve denetim işlevlerini yerine getirirken bazı durumlarda bu faaliyetleri ast yöneticilere devretme yoluna gidebilirler. Yöneticiler, sadece örgütsel amaçların gerçekleştirilmesi değil, aynı zamanda örgütün mal ve hizmet üretiminde en önemli unsur olan insan kaynağını nasıl daha verimli, etkili ve mutlu bir şekilde çalıştırabileceğini sorgular, araştırır, yöntem ve tekniklerini geliştirirse ve bunu da yönetiminde yaşatabilirse istenilen yönde bir yönetim sağlamış olur.[2] İyi bir yönetici; tarafsız, takdir edici, sempatik, sabırlı, örnek, ölçülü, nazik, koruyucu, özverili, iyimser, etkileyici, ikna edici, dengeli, değerbilir, çifte standartsız, kendisi ile barışık, önyargısız, destekleyici, cesaretlendirici, sırdaş, dürüst, adil, empatik, inandırıcı, güven verici, iradeli, sorumluluk sahibi, kararlı, uyumlu, coşkulu, çevresiyle barışık, duyarlı, düzenli, güler yüzlü, insana değer veren, kolaylaştırıcı, paylaşabilen, saydam, sağduyulu vb olmalıdır.[3]
Yönetici, bir grup insanı belirli amaçlara ulaştırmak için uyumlu ve takım ruhu içinde çalıştıran insandır. Başka bir deyişle, başkaları vasıtasıyla işgören ve başarıya ulaşan kimsedir.[4] Ancak yönetici sadece bir grup insanı yönlendiren, çalıştıran değil, ayrıca çalıştığı yerin maddi kaynaklarını ve üretim faktörlerini yönlendiren kişidir. Örgütün başarısı örgütsel amaçların gerçekleşmesiyle olur.
Yönetici örgütsel başarıyı sağlayabilmek için; örgüt çalışanlarının örgüte bağlılığını, yaptıkları işi sevmelerini sağlamaya ve ilişkilerini dengelemeye çalışır. Yöneticinin bunları gerçekleştirebilmesi için bazı özel bilgi ve becerilerinin olması gerekir. Bu bilgi ve beceriler, alt düzey çalışanları motive edebilme, örgüte bağlılıklarını arttırabilme, sorunsuz iletişim kurabilme, altında çalışanları çok iyi tanıma, onların yeteneklerini, becerilerini bilme ve yetenek-becerilerine göre örgütte yer alan işlere yönlendirmedir.
Bunların yanı sıra, yöneticilerin çalışanlarının güvenini kazanabilecek bir yapıya sahip olan, saygı gören, değişimlere açık, değişimi destekleyen ve liderlik vasıflarına sahip olması gerekir. Yönetici sadece örgüt içinde çalışanların veya kullanılan araç ve gereçlerin uyumunu dikkate almaz ayrıca örgütün faaliyette bulunduğu yakın çevre ve genel çevre koşullarını da dikkate alır. Yakın çevre ve genel çevre koşullarını dikkate alması sebebiyse, bu çevrelerde meydana gelebilecek bir değişimin ya da sıkıntının yöneticinin örgütünü etkilemesine yol açacaktır. Bu yüzden yönetici, hedeflere ulaşmak için hem örgüt içi hem örgüt dışı koşullarını birbirlerine uyumlaştırmalıdır.[5]
Hiyerarşik organizasyonlarda yönetici olarak faaliyette bulunmak, yine hiyerarşik organizasyonun kurumsal kültürü içerisinde çizilen sınırlar içerisinde sürdürebilmektedir. Kurum kültürünün yöneticiye atfettiği sınırlar, yine kurum kültürünün bakiyesi ile ilintilidir. Yönetici, organizasyon içerisinde yukarıdan gelen iletiyi aşağı yönde doğrudan ve eksiksiz olarak göndermekle mükelleftir. Bu yüzden hiyerarşik organizasyonlarda yöneticinin başarısı yukarıdan gelen iletiyi aşağıya doğrudan iletmesi ile doğru orantılıdır. Bu durum diğer organizasyonlara nazaran rasyonel görünmemekle birlikte hiyerarşik organizasyonlarda disiplini sağlamak adına ve organizasyonun asıl hedefine ulaşması bağlamında gerekli bir faaliyettir.
Hiyerarşik organizasyonlarda disiplin kavramı diğer organizasyonlara göre kurumsal kültür ve gerekliliktir. Diğer organizasyonlarda disiplin, yöneticilerin kişiselliğine göre değişirken hiyerarşik organizasyonda disiplin kavramı, bireylerde kişiselleşmiş bir olgudur. Bu durum kalıplaşmış bir organizasyonda kalıplaşmış bir disiplini ve kurum kültürünü meydana getirmektedir. Yönetici, organizasyonun tamamında disiplini kişiselleştirip tüm kademeye yayarak kurumsal kültürün içerisinde faaliyet gösterir ve sistematiği disiplin sayesinde sağlar. Organizasyonun sistemleşmesi ve sistematiğin düzgün bir biçimde ilerlemesi, yöneticinin uyguladığı disipline bağlıdır. Ancak disiplin derecesi, sistematiğin kaliteyle ölçülememektedir. Bu durum üst ile ast arasındaki kişisel iletişimi ile doğrudan ilgilidir. Astların kişisel özellikleri ile üstün kişisel özelliklerinin birbiri ile uyumu, disiplinin derecesi ile birbirinden tamamen bağımsızdır. Bu durumda disiplin, yönetim sistematiği ile ayrışıp yönetici ve yönetilen arasındaki uyuma dönüşür ve sistemin kalitesi bu faktöre göre değerlendirilir. Yöneticinin astlarına olması gerekenden az veya fazla disiplin yüklemesi, yönetilenlerin bu disiplinin içselleştirememesi, sistem kalitesinde zedelenmeye yol açacaktır. Bu durumda yönetici faktörü devreye girer ve yöneticinin yaratacağı ortam ve kişisel analizlere göre disiplinin derecesini belirleyip kademeye buna göre disiplin uygulaması gerekecektir. Bu durumda “iyi yönetici, doğru zaman ve şartlarda doğru müdahaleyi edebilen yöneticilere denir” denebilir.
1. Yönetici Düzeyleri
Alt Düzey Yöneticiler: Bu düzeyde bulunan yöneticiler, günlük faaliyetlerin yürütülmesinden ve başarılmasından sorumludurlar. Bunun için yönetsel işlevleri olmayan işçi, memur, hizmetli gibi çalışan ve herhangi bir yönetim görevi olmayan kişileri yöneten, kısım şefleri, posta başı, ustabaşı, baş kalfa, formen ve odacı başları gibi çeşitli çalışanlar alt düzey yöneticilerini oluştururlar. Bankada yer alan şefler, fabrikada yer alan ustabaşılar, büro yöneticileri bu tür yöneticilere örnektir.
Orta Düzey Yöneticiler: Bölüm veya daire amirleri, servis şefleri yardımcıları, genel sekreterler, daire amirleri ve yardımcıları gibi unvan alan orta düzey yöneticiler plan geliştirir, bunları uygulama aşamasına koyar ve yapılanları kontrol eder, maliyetleri analiz eder, üst düzey yöneticilere rapor verirler. Orta düzey yöneticiler üst yönetim tarafından belirlenen amaçlara ulaşmak için gerekli olan program ve faaliyetlerin koordinasyonundan sorumlu olarak işletmenin işlevsel yönetimi ile ilgili faaliyetlerle uğraşırlar.
Üst Düzey Yöneticiler: İşletmenin en üstünde yer alan ve tepe yöneticileri olarak ifade edilen yöneticiler; genel müdür, başkan, bölüm ve daire müdürleri, daire başkanları, müsteşarlar, müdürler gibi yöneticilerden oluşur. Bu düzey yöneticilerin, çalışmaları genelde işletme dışına dönüktür ve işletmeyi bir bütün olarak görürler. Üst düzey yöneticilerin yönetsel becerileri; teknik beceri, haberleşme becerisi, insan ilişkileri becerisi, analitik beceri, karar verme becerisi ve kavramsal beceri gibi becerilere sahiptirler. Üst düzey yöneticilerin çalışmaları tüm örgüt düzeniyle ilgili olup, ekonomik sistem için de işletmenin amaçlarını en iyi şekilde gerçekleştirmeye yöneliktir. Üst yönetim işletmenin etkili bir stratejisini hazırlar ve stratejik yönetimi bir felsefe olarak benimser. Bu anlamda her işletme en yüksek dereceli yöneticisini CEO olarak belirler. İcra kurulu başkanı olarak da ifade edilen (CEO”Chief Executive Officer”), bir şirketin, örgütün veya acentenin en üst dereceli yöneticisidir.[6]
[1] Koparal – Yönetim ve Organizasyon, içinde: Yönetim Kavramı, s.3
[2] Ulubaş ve Arıkanlı – Yönetim, Yönetim Fonksiyonları ve Yönetici Davranışları, s.1
[3] Akmut vd. İşletme Yönetimi, s.24
[4] Eren – Yönetim ve Organizasyon, s.8
[5] Paşaoğlu – Yönetim ve Organizasyon, s.10
[6] Özalp, İnan – İşletme Yönetimi, s.22